Finansal açıdan olumsuz ve yetersiz görünen lig ile Avrupa Ligi’ nin rekabet etmesi çok zor görünüyor. O nedenle Türk Futbolu rekabet anlamında, Avrupa Ligi ve Şampiyonlar Ligi’ nden geri kalıyor. Finansal başarısızlık devam ettiği sürece Türk Futbolu UEFA, FIFA ve Milli Takımlar sıralamasında geri gitmeye devam edecektir.
Ekonomik konjonktürdeki olumsuzluklar nedeniyle TL hızla değer kaybediyor. Kurlarda yukarı yönlü hareket bir çok şirketi olumsuz etkiliyor, en büyük etkiyi de bilançolarında yüksek tutarda yabancı kaynak riski bulunan futbol kulüplerimiz görüyor.
Kulüpler tarafından Borsa İstanbul’a gönderilen Kamuyu Aydınlatma Platformu’ndaki açıklamalara göre; dört büyük kulübün toplam borcu 10 milyar 434 milyon TL seviyesinde. 2012 yılında toplam borç 2 milyar 62 milyon TL, 2018 yılında 9 milyar 896 milyon TL idi.
Kulüplerin geçmişten gelen zararları, karlılıklarını yok ediyor. O nedenle birikimli zararlar, kulüplerin özkaynaklarını da eritiyor.
Kulüplerin zararları artarak devam ediyor. TL’nin USD ve Eur karşısında değer kaybetmesi kulüplerin bilançolarında net bir şekilde anlaşılıyor. Kulüplerimizin giderleri artmakla birlikte, oyunculara ödenen maaş ve primler USD ve EUR üzerinden olması kulüplerimizi finansal dar boğaza sürüklüyor. Döviz kurları yukarı yönlü geldiğinde mevcut yabancı para kredilerin TL bilançoya olumsuz etkisi artarak devam ediyor. Gelir-gider dengesizliği nedeniyle kulüplerimiz yabancı kaynak kullanımına banka kredileri ve faktoring şirketlerine yöneliyor.
Şu anki mali tabloya baktığımızda, kulüplerimiz satmadan alamayacak durumda.
Reel ekonomide olduğu gibi kulüplerimizde tesislere ve alt yapı oyuncularına yatırım yapıyor. Alt yapı oyuncusunu yetiştiriyor ve yeni gelir kaynağı yaratıyor. Transfer sezonunun başlamasıyla birlikte mali tabloların da dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekiyor. Transfer de en önemli unsur, mali tablolardır. UEFA, kulüplerimize sattığından fazla alamazsın diyor. İstediğin kadar kiralayabilirsin ve istediğin kadar imza parası verebilirsin diyor. Bazı dönemler de kiralamalardan da zarar yedik. Karşı taraf sizin kiralama yapmak zorunda olduğunuzu bildiği için oyuncu fiyatlarını yüksek söylüyor. 1 milyon EUR ile alacağınız oyuncuyu 3 milyon EUR’ya alabiliyorsunuz. Şuan ki mali tabloya baktığımızda, kulüplerimiz satmadan almayacak durumda görünüyor.
Kulüplerimiz UEFA ile görüşmelerinde bilançolardaki zararı “kur farkı ve faiz giderleri” olarak özetleyebilir. Kulüplerimizin toplam finansal borçların %80’i yabancı para cinsinden. Döviz kurlarındaki artışlar finansal tabloları olumsuz etkiliyor ve zararın da artmasına neden oluyor. Döviz varlıkları, döviz yükümlülükleri ödemekte yetersiz kalıyor. Gelirleri TL olan kulüplerimiz, döviz yükümlülüklerini döviz varlıkları karşılayamadığı için, döviz bulmak durumundalar. TL verip döviz kaynak almak durumunda olduklarından, kurlardaki artış devam ettikçe daha fazla TL kaynak bulmaları gerekiyor. Oluşan zararlar kulüplerin finansal tablosunu olumsuz etkiliyor.
Sürdürülebilir olmayan finansal tablo, sportif performansı da olumsuz etkiliyor. Eğer finansal riskiniz yüksekse transfer yapamazsınız ve takımı büyütemezsiniz. Performansınız iyi olduğunda para kazanırsınız, kazandığınız parayı takıma yatırır ve takımı büyütürsünüz.
Finansal açıdan olumsuz ve yetersiz görünen lig ile Avrupa Ligi’ nin rekabet etmesi çok zor görünüyor. O nedenle Türk Futbolu rekabet anlamında, Avrupa Ligi ve Şampiyonlar Ligi’ nden geri kalıyor. Finansal başarısızlık devam ettiği sürece Türk Futbolu UEFA, FIFA ve Milli Takımlar sıralamasında geri gitmeye devam edecektir.
Futbola yapısal reformlar getirilmeli.
Türkiye’ de futbol endüstrisini futbol kulüpleri, futbolcular, teknik direktörler, teknik heyet, spor malzeme şirketleri, sponsorlar, reklam gelirleri, maç günü gelirleri gibi kalemler oluşturuyor. Futbol endüstrisinde finansal başarının altında, kurumsal yönetim bulunuyor. Kulüplerde şirket gibi faaliyet gösteriyor. Futbolcu, teknik direktör, menajer, yönetici gibi çok sayıda insanı istihdam ediyor.
Futbol da mevcut yapı, günü kurtarmaya yönelik. Futbola yeni yapısal reformlar getirmeliyiz. Kulüplerin mali ve finansal yapılarını kontrol edebilecek mali üst kurul oluşturulmalı. Türk Futbolu’ nda para var, ancak yönetilemiyor. Yönetemedikleri için de kulüplerin finansal yükümlülükleri artmış durumda. Yöneticilerin teknik ve mali duruma hakim, Dünya’ da ki futbolu da takip edebilen, eğitimli ve bilgi birikimine sahip olması gerekir. Parayı yönetecek birim, üst yönetimdir. O nedenle futbol da, hem alt yapıya hemde üst yapıya yatırım yapılması kulüplerimiz açısından öneml arz ediyor.