
UEFA tarafından 2011 yılında uygulamaya alınan Financial Fair Play kriterleri doğrultusunda dört büyük takım yüksek finansal risk tablosu nedeniyle büyük mücadele veriyor. UEFA Financial Fair Play kapsamında en fazla cezayı Türk Kulüplerine kesiyor. Financial Fair Play ile birlikte Avrupa Kulüpleri de 1,5 milyar Euro borç düzeyinden 600 milyon Euro kâra geçti.
Kulüplerin en büyük gelir kaynağı yayın gelirleri ve maç günü gelirlerinden oluşuyor. En önemli gider kalemi de oyuncu, antrenör, saha giderleri gibi faaliyet giderleridir. Kulüplerin yıllık gelirlerinin 3,5 milyar TL düzeyinde olduğu esas alındığında, yıllık gelirinden daha fazlasını ekonomik kriz nedeni ile kaybetmiş durumda. Futbol kulüplerinin gelirleri, giderlerini karşılayamıyor. Giderlerini karşılayabilmek için finansal risk alarak bankalarda borçlanma yüksek, kredibilite azalmış durumda. Borçları kur ve faiz nedeniyle her gecen gün artan kulüpler, gelirlerinden de faydalanamıyor. Kulüplerin mevcut hazır değerleri, kısa vadeli borçları ödemekte yetersiz kalıyor, bu da karşımıza likidite açığı olduğu gerçeğini çıkarıyor. Geçmişten gelen zararlar da kârlılıklarını yok ediyor ve bu birikimli zararlar kulüplerin öz kaynaklarını da azaltıyor. Kısa vade de bunun altından kalkma şansları mümkün görünmüyor.
Futbolda sürdürülebilir başarıiçin yapılması gerekenleri gelin sıralayalım.
Kulüplerin bankalar ve diğer finans kurumları ile bir araya gelerek kısa vadeli borçlarının orta ve uzun vadeye yayılması, maliyetlerin düşürülmesi gerekiyor.

Kulüplerin finansal ve ekonomik değişimlerini ve gelişimlerini takip ederek denetleyecek Mali Üst Kurul adıaltında yeni organizasyon modelleri oluşturulmalı.

Kulüplerde pazarlama ve spor ekonomisi üzerine gelir getirecek proje ekibi kurulması faydalı olacaktır.

Avrupa kupalarında elde edilecek başarıile gelecek gelirlere de ihtiyacı olan takımlarımızın önümüzdeki yıllarda ciddi mali politikalar izlemesi gerekiyor.

Kulüplerin dernek yapısından ayrılarak şirketleşmesi ve hesap verebilir konuma gelmeleri şart.

Spor endüstrisinde nakit akışının en yoğun olduğu branş futbol ekonomisidir. Kulüplerimiz dönemin dinamiklerini inceleyerek, geleceğin ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına gerekli organizasyon kültürünün oluşturulması, taraftar ihtiyaçları, liderlik, üretim modelleri, satın alma ve pazarlama gibi her alan da stratejilerini belirleyip yeni program hazırlamalıdır.
Atatürk diyor ki; “Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılamaz. İdrak ve zekâ, ahlak da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle basa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynızamanda ahlaklısını severim. Bütün evlatlarımızı sportmen yapmak için yapılan çalışmanın önemi ve kutsallığı, çok değerli ve önemlidir.”