Yeni yılın ilk haftası ile birlikte, birçok endekste rapor yayınlandı.
İşsizlik
TÜİK tarafından açıklanan işsizlik oranı Ekim’de %12,7 oldu, önceki de %12,7.
Manşet sabitlenmiş durumda. Ancak alt kalemlere baktığımızda, istihdama bağlı veriler aynı şekilde sabit kalmış görünmüyor.
Ekim ayı nasıl bir aydı diye düşünecek olduğumuzda; yavaş yavaş artık yaz döneminde yani 3.çeyrekteki ekonomik açılmanın ve genel aktivitenin azalmaya başladığı, Avrupa ve ABD’da virüsün 2.dalgasının başladığı ve bizde de seslerin duyulduğu dönemdi.
Bu dönemde özellikle sektörel bazda baktığımızda, istihdamda ki azalışın bir önceki yılla karşılaştırıldığında 896.000 olduğunu görüyoruz. Yani bir önceki yıl 2019 ekim ayında çalıştırılan insanlardan 896.000’i, 2020 Ekim ayında çalıştırılmamaya başlamış.
Tarım sektöründe 242.000 kişi işini kaybetmiş, sanayi de 82.000, hizmet sektöründe 684.000 insan çalışırken çalışmıyor durumda. İnşaat sektöründe ise 110.000 kişi artmış.
Bir önceki ayla karşılaştırdığımızda karşımıza daha net tablo çıkıyor. Örneğin, sanayi de Eylül ayında bir önceki yıl 2019 Eylül ile karşılaştırdığımızda 29.000 azalma varken, Ekim ayında bu azalma 82.000 çıkmış. Yaklaşık 51.000 kayıp artışı var. Hizmet sektöründe Eylül ayında 520.000’lik kayıba karşılık Ekim ayında 684.000’e çıkmış, burada da bir önceki ay ile karşılaştırdığımızda 144.000’lik ekstra artış bulunuyor.
Tabloda genel olarak, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulaması ile bir yönüyle işsizlik rakamı sabit duruyor, işsiz sayısı azalıyor. Bu nasıl oluyor diye baktığımızda da, yıllık bazda 1 milyon 288 bin kişi ile işgücüne katılımda ciddi bir azalma sözkonusu. Diğer yandan da istihdam da bir azalış var. Buda istihdam ve işsizlik rakamı görüntüsünü biraz flulaştırıyor.
Kriz dönemlerinde bankacılık sistemi nasıl ki en güçlü kasımız ise, işsizlikte bir o kadar güçsüz kasımız aslında.
İşsizlik tarafında köklü bir reform yapılması gerekiyor. Kişi başına milli gelirin hesaplanmasında çok önemli bir parametre. Burada ciddi bir risk birikti ve makroekonomik istikrar tarafında değerlendirilmesi gereken bir konu.
Kasım ayında cari açık 4.1 milyar dolar ile piyasa beklentisi olan 3.6 milyar doların üstünde gerçekleşti. Ekim ayında 33.8 milyar dolar olan 12 aylık cari açık, Kasım ayında 38 milyar dolara genişledi.
Burada önemli olan 2021 yılının nasıl geçeceği aslında. Kontrollü bir şekilde kredi büyümesi gerekiyor. Aktivite iç talepte bir gevşeme olacaksa ithalatta genişlemeyi yavaşlatıcı etkisi olacaktır. İhracat tarafında pandemi seyrine göre toparlanma olabilir, turizm gelirlerinin artması da etkili olacaktır, petrol ve diğer emtiaların yükselmesi negatif etkileyecektir. Döviz kurlarında daha stabil seyir öngördüğümüz piyasalarda, altın ithalatı tarafında bir yavaşlama gelebilir. Hepsini bir araya eklediğimizde milli gelire kıyasla %1 civarında kalabilir, cari açık hatta altına inebilir. En olabilecek iyimser senaryoda denge oluşması da söz konusu olabilir. Kredi büyümesi tarafında da sürecin doğru yönetileceğini varsayıyorum.
Sanayi Üretim Endeksi
Yılın son çeyreğinde sanayide çarklar hızlandı, güçlü seyir Kasım 2020’de de devam etti. Ekim ayında ki %10,2 lik sanayi üretim endeksi artışının ardından Kasım ayında da artış %11 oldu.
TÜİK verilerine göre sanayi üretimi endeksi Kasım’da bir önceki aya göre ise yüzde 1,3 arttı. Pandeminde etkisiyle 2020 Nisan ayında sanayi üretiminde yıllık daralma 31,3 olurken, bu dönemden itibaren toparlanma kaydedilmişti. Yine Baltık Kuru Yük Endeksine baktığımızda da Nisan dan sonra iyileşmeleri görebiliyoruz.
Alt kırılımlarına baktığımızda, Kasım ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,6, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 11,6 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 7,5 arttı. Kasım’da ara malı kategorisinde yıllık artış yüzde 13,1, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 22,2, sermaye mallarında ise yüzde 12,4 olarak karşımıza çıkmakta.
Ne kadar çok ihracat hacmi yakalarsak, sanayi üretim endeksi ve diğer endeksleri de o kadar iyileştirebiliriz aslında.Tabi bu noktada firmalarınızı ne kadar dijitale geçirdiğiniz de önemli.
Geçici kapamaların son çeyrekte yoğun olarak yapıldığını düşündüğümüzde, Ocak ayı ile birlikte sanayi endeksinde yavaşlamalar görebiliriz.
Perakende ve Ciro Endeksi
Yeni yılın ilk haftasında açıklanan hem perakende hemde ciro endeksinide takip ettik. Kasım’da hem perakende satış hacmi hemde ciro endeksinde artış yaşandı. TÜİK verilerine göre, ciro endeksi yıllık %38,9 artarken, perakende de yıllık artış oranı %11,9 oldu.
TÜİK verilerine göre sabit fiyatlarla perakende satış hacmi 2020 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %11,9 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları %11,4, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) %13,8, otomotiv yakıtı satışları %7,5 arttı.
Perakende satış hacmi aylık %2,2 arttı, perakende ciro yıllık %26,1 arttı, perakende ciro aylık %3,7 arttı.
2021 de ilk altı ay belli oldu aslında.
Yüksek enflasyon beklentileri, yüksek faiz devam gibi görünüyor, büyüme ilk altı ayda iyi bir performans vermeyebilir, işsizlik tarafında yine haberler kötü, ikinci altı ay politikalara bağlı değişkenlik olabilir, cari açık tarafında 4 milyar dolar geldi, muhtemelen kurun düşmesi çok işimize gelmemekle birlikte talebin oluşmaması sebebiyle cari açık yine düzgün gidebilecek kalemlerden bir tanesi, bütçe açığı da en önemli peformanslardan bir tanesi, oda çok iyi gitmeyecek görünüyor. Çünkü TCMB’nın karının alınması yada bankaların kurumlar vergileri vs ile bu döneme gelsede geçen senenin üzerinde bir performans olmayacak görünüyor.
Hep birlikte gelişmeleri takip ediyor olacağız.
https://www.dailysabah.com/opinion/op-ed/turkeys-economic-outlook-data-and-presumptions